KÜNYE:
Orijinal Adı: Love Letters to the Dead
Yazar: Ava Dellaira
Çeviren: Heves Berksu
Yayınevi: Martı Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 351
Alıntılar:
-Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar
dışında kimseye söyleyemem.
-Judy,
bir yerde bir şey okudum, ilk hatıranın evinizi dolduran müzik olduğunu
söylemişsin. Bir gün, beklenmedik bir anda o müzik pencereden kaçıp
gidebiliyor. Geri kalan bütün hayatını onu bulmaya çalışarak geçirebiliyorsun.
-Nirvana,
özgürlük demek. Acı çekmekten özgürleşmek. Bazı insanlar ölümün de böyle bir
özgürlük olduğunu düşünüyorlar. Yani sanırım seni kazandığın bu özgürlükten
dolayı tebrik etmem gerekiyor. Geri kalanlarımız hala burada, bütün bu
yıkıntının ortasında debelenip duruyor.
-Gerçek arkadaş, kendiniz olmanız için size sonsuz özgürlük veren kişidir.
Özellikle de nasıl hissedeceğiniz konusunda. O anda şöyle ya da böyle
hissediyor olmanızı sorun etmezler. Gerçek sevgi bu demektir, bir insanın
kendisi olmasına izin vermek. (Jim Morrison)
-Yani, bir şeyler söyleyebiliyorsak, sözcükleri kağıdımıza geçirip nasıl
hissettiğimizi anlatabiliyorsak belki o kadar da çaresiz değilizdir.
-Belki de hikayeleri anlattıkça içlerine hapsolmaktan kurtuluyoruzdur.
Artık bize sahip olamıyorlar, biz onlara sahip oluyoruz. Belki de büyümek,
hikaye ne derse onu yapmak zorunda olmadığımızı anlamaktır. Hikayenin yazarının
biz olduğumuzu fark etmektir belki de.
-Size bu mektupları yazmaya başlayınca kendi sesime kavuştum. Sonra bana
yanıt veren bir ses duydum. Bir şarkının farklı tınlayışında, bir filmin
hikayesinde, kaldırımdaki çatlakta açan bir çiçekte buldum yanıtı. Bir
pervanenin kanat çırpışında, dolunaya dönen ayda… Yeryüzünde bu mektupları
gönderebileceğim bir adres yok. Öldüğünüzü biliyorum ama sizi duyuyorum.
Hepinizi duyuyorum. Buradaydık, bunun bir
anlamı var, diyorsunuz.
Ben Ne Düşünüyorum?
Ziyadesiyle geç kaldığım bir kitapla daha karşınızdayım. Sanki anlatmaya
çalışsam zaten herkes kitap hakkında en az benim kadar fikre sahip gibi
hissediyorum. Ama yine de benim gibi geç kalmışlar için birkaç satır bir şeyler
söylemeden geçmeyeceğim.
İsmiyle, konusuyla, hakkında yapılan yorumlarla kendini fazlaca merak
ettiren bir kitap Postacı Kapıyı Çalmayacak. Hatta öyle ki beklentiyi fazlaca
yükseltip gözümde aya çıkarttıktan sonra okumuş bulundum kendisini.
Konusu gerçekten güzel. Liseli bir kızın, okulda verilen ev ödevini
içselleştirerek ölmüş ünlülere yazdığı günlükvari mektuplarla kendini buluşunu,
kendisi oluşunu anlatıyor bize. Kurt Cobain, Amy Winehouse, Judy Garland gibi
çok sevilen ünlüler de var içlerinde. Valla ne yalan söyleyeyim kitapta adı
geçen diğer ünlüleri daha önce duymamıştım bile :D Ama her zaman biyografi
okumayı sevmiş biri olarak kitabın en beğendiğim kısımları ünlülerin
hayatlarından kesitler aktarılan kısımlardı diyebilirim. Özellikle Judy Garland’ı
tanımak benim için hoş bir deneyim oldu. Kendisi her zaman Oz Büyücüsündeki
küçük kız çünkü benim gözümde.
Okurken yeni yeni şarkılar ve filmler deneyimlemek de benim için güzel bir
ayrıntıydı.Fakat bilmediği şeylerden çabucak sıkılan biriyseniz, sürekli adı
geçen yabancı filmlerle şarkılar sizi sıkabilir ve rahatsız edebilir de. Aslında
bu yönüyle kitap bana biraz da Eleanor&Park’ı hatırlattı. İlk bunu okumuş
olsam duygularım değişir miydi merak ediyorum.
Tüm bu güzel ayrıntılarla birlikte, kitap çok şey olmak isteyip de
olamamış gibi geldi bana nedense. Belki de beklentiyi fazla yükseltmiş olmamdan
sebep, hikayesi beni saramadı bir türlü ve klasik bir gençlik kitabı gibi
geldi. Karakterlerin hiçbirine kendimi yakın hissedemedim ve artık bitsin diye
okudum. Her kitabın arkasından uzunca bir yas dönemine giren ben, bu kitabın
bitişini garip bir rahatlamayla karşıladım. Belki de ben bunları okumak için
biraz fazla yaşlandım bilmiyorum :D
Sonuç olarak benim için ortalama bir kitap olarak kaldı.
Puanlama:
-Kapak Tasarımı: 5/5 (%5):
Kapağına
diyecek bir şey yok. Tam puan!
-İsim – Kitap Uyumu: 5/5 (%5):
Orijinal ismi olmayabilir;
ama bence çok daha güzeli.
-Özgün Konu – Özgün Anlatım: 2/5 (%30)
Türdeşlerinden ayrı kılacak büyük bir
özgünlük göremedim desem yalan olmaz herhalde.
-Yazarın Dili: 3/5 (%30)
Dili oldukça basit ve akıcı. Ama sanırım
her şey bunlardan ibaret değil.
Kitap beni biyografik detayları dışında
bir türlü saramadı maalesef.
Kitabın Puanı: 2.9 / 5
Seni buralarda tekrar bir kitap yorumuyla görmek güzel :)) Ama benim okumak isteyeceğim bir kitap değilmiş gibi duruyor sanki :))
YanıtlaSilçok teşekkürler :) bana da pek hitap edemedi maalesef :/
SilBu kitabı merak etmiştim ama okuduğum yorumlar nedeniyle arada kalmıştım. :D Artık okumayı düşünmüyorum. Gerçi Eleanor & Park'ı sevmiştim ama yine de bunu okumasam da olur gibi geldi.
YanıtlaSilEleanor & Park'ı ben de çok sevmiştim ama buna bir türlü kanım ısınamadı maalesef :/
Siltamamen okunan ruh haliyle ilgili bir şey sanırım :) başka bi ruh haliyle okusam belki ben de severdim :)
YanıtlaSilKitaplarla dolu bir dunyaniz var ne kadar guzel💙Bayildim blogunuza..
YanıtlaSilçok teşekkürlerr :)
Silhımm konu güzelmiş ama kitap çok iyi değilmiş yaniii :)
YanıtlaSilayynen :)
SilAz spoiler bol okuma isteği uyandırıyor. Düzenli paylaşımlara devam. :) (Not: Facebooktan bir şey gönderiyorsan göremiyorum haberin ola. Hesabım hala aktif olmadı.)
YanıtlaSilteşekkür ediyorum :) bu sefer sen bi kaybolur gibi oldun ama döndün çabucak :) faceten yazmıştım evet yökdile girdim demiştin ya onu sordum nasıl geldi sonuçlar diye :)
SilHaha facebook aktif değil ya, alamadım hesabı. Yökdil'de 50'yi gördüm :) Sende durum nedir?
Silbenimki de 56 geldi baya baya şok oldum :D aferim bize o zaman :)
SilBu kitabı bir ara çok görüyordum ama nedense ilgimi çekmemişti. Yorumundan sonra okumasam da olur dedim.
YanıtlaSilKitap yorumlarını özlemişiz. Devamını bekliyorum :-)
benim baya ilgimi çekmişti aslında ama sonuç bu :D çok teşekkür ediyorum :*
SilKarakterlere yakın hissedemiyorsak o kitabı okumak cidden zor bu yüzden sanmam okuyacağımı :(
YanıtlaSilmaalesef öyle. belki sen yakın hissedebilirsin bilmiyorum, konusu ilgini çektiyse denemeye değer, seveni de bir o kadar çok çünkü kitabın :)
Sil