SADE VE DERİN – DEEP TONE KİTAP YORUMU

Bi Poşet Kitap | 01:37 |
Bu da "hayatımın turşusunu kurmaktan" vazgeçişimin resmi olsun :)

KÜNYE:

Adı:  Sade ve Derin
Yazar: Deep Tone
Yayınevi:  İkinci Adam Yayınları

Alıntılar:
-Bizler sevdiğimiz sanatçıları, insan olarak görmeliyiz. Birer makina değil.

-Aşkta karşılık beklemek aşkı bir meta haline getirir. Aşk tüketilecek bir duygu değil, bir alışveriş değil. Bir insan bizi sevsin diye birini sevemeyiz. Ve aşk bir ihtiyaç maddesi değildir. Aşk, kendisini güvensiz, yarım hisseden insanların yaşadığı bir duygu değildir. İhtiyaçtan aşık olunmaz. Aşk, kendi başına yaşayabilen iki bütün insanın birbirini sevmesidir. Aşk, kendimizi onarmak değildir.

-Acı veren aşk, yanlış aşktır. Ve aşk, aşıkların birbirine kavuşmasından sonra başlayan bir duygudur, biten değil.

-İlişkide çok şey o ilişkiye özel söylendiği için , sevginin, aşkın ritüelleri olduğu için, söylenen çok söz gerçek değildir. İstediklerimizi söyleriz, o anda öyle hissederiz. Aslında çok şeyi sevdiğimize değil kendimize söyleriz. Duymaktan keyif aldığımız şeyleri karşıdakine söylerken aslında amacımız kendimizi tatmin etmektir. Üstelik söylediklerimize inanırız.

-Sevgi kanıtlanacak bir duygu değil, sadece yaşanacak bir duygu. Ancak çok kişi, seni seviyorum, beni sev benimle ilgilen, der. Seviyorum dedikten sonra karşıdakinin sevgi göstermesini bekler. Halbuki seviyorum diyen kendisi, karşıdaki değil ki.

- Kalpler üzülmek içindir. Üzülen kalp üzmemeyi öğrenir.

-Bir de şu var ki, dünyadaki birçok insan, olanağı ve ortamı olmadığı için doğru olarak kalıyor. Birçoğumuz fırsat verilse aslında yanlışı seçeriz. Buna herkes, yanlış, ben öyle değilim, der. Bunu şu andaki aklımızla söylüyoruz. Bize güç verilse, para verilse, fırsat verilse acaba doğru kalır mıyız?

-Makyavel demiş ki, bir insanı elde etmek istiyorsan, bozmak istiyorsan, ona yetki ver. O yüzden, en asi, ele avuca sığmaz insanlara yetki verirler ki, evcilleşsin. Yetki, iktidar, güç, para baş döndürücüdür. Ve güçlüler doğruyu bile kendilerine ait görürler.

-Hayat her zaman yumuşak, köşesiz bir su gibi aksa hepimiz ne güzel hep iyi kalırız.

-Çoğumuz, çoğu zaman kendimizi unutmak isteriz. Öyle bir şey gelsin başımıza ki unutalım kendimizi.

-Belki de hepimiz Operadaki Hayalet’iz. Opera da dünya işte, dünya bir opera, teatral bir yer, bizler de küçük oyuncularız; bankalardaki küçük hesaplarımıza güvenen, biriktiren, maske biriktiren.

-Bazen de etkileniriz birilerinin yaşamından; ama onların yaşamları bir yalandır veya hiçtir, ama gözümüzü boyarlar işte. Umutsuzdur, öylesine yaşıyordur, hayata zor katlanıyordur ama biz ondan etkileniriz, o anda etkileneceğimiz tutmuştur sadece. Kendi dünyasında tuhaf yaşıyor tuhaf konuşuyordur, biz de onu bilgili filan sanırız, sadece kafası karışıktır oysa.

-…belki de çocuklar büyüklerin kendi yollarını bulmasına yardımcı oluyorlardır.

-Yazacaksan şok edici bir kitap yazacaksın. Birden ve aniden, geri dönüşü olmayacak şekilde gösteri ve gösteriş toplumundan gerçek insanlar toplumuna, edebiyata, kitaba, aşka dönüşü sağlayacak bir kitap.

-Keşke net, televizyon, medya, dedikodu ile kendimizden kaçmak yerine, bizleri kendilerimizle yüzleştirecek bir yalnızlıkta olsak her birimiz.

-Okumazsak sadece kendi yaşamımız gerçek sanırız.

-Yaptığımız her şey yırtılırcasına gerçek olmalı. Çığlık çığlığa. Yazacaksak iç organlarımızı parçalarcasına yazmalıyız, derimizi soyarcasına.. Okurken de yazarla savaşmalıyız. Öfkelenmeliyiz ona. Ona ter döktürüp sonra teslim olmalıyız. Okuduktan sonra da, yazdıktan sonra da, yaşarken de dünyaya tekrar dönmek zor olmalı.

-Hepimiz hikaye ve masallarla büyüyoruz. Sonra kendi hikayemizi yazıyoruz.

-Düştü, yer gök karanlık oldu. İnsanlar, yaşamazsak deliririz biz, dedi. Aydınlıkta yaşamaya alışmışlardı. Mutlu olmak için aydınlık gerekiyordu. Öyle sanıyorlardı.

-Başarılı olmamız, varlığımızın bir anlamı olması gerekmiyor. Bu misyonları biz yaratıyoruz. Yoksa yaşamak çok sıkıcı olurdu, illa ki varoluşumuzun bir amacı olması gerekiyor ki kendimizi değerli görelim.

-Dünya, dedim. Ne zaman çıkacaksın yumurtadan? Ya da yumurtandan ne zaman çıkacak beyaz insanlar. Yumurtanın beyazı gibi. Hadi sen bir kabuksun. Biz de içindeki siyahlık. Özünde de su ve ateş var. İyi kötü gibi. Çok piştin tabii sen ve bizleri katılaştırdın bilmeden.

-Cennetle cehennem her gün evleniyor ruhlarımızda.

-Hayat sen dur bekle beni, deriz bazen. Ben önce bir mükemmel olayım, kendimi hazır hissedeyim, yaşayacağım seni, deriz. İşte bak bu pazartesi hazır olacağım, hatta bir daha hata yapmayacağım, bayramdan sonra, sonbaharda başlayacağım sana ve ardıma bakmayacağım bir daha, bir daha kendimi kötü hissetmeyeceğim, hayat beni üzmene izin vermeyeceğim.

-Hayatın bizi anlamak gibi bir misyonu da yok…

-Ayın karanlık yüzünde bitmiş aşkların külleri vardı. O zaman dedim ki hiçbir şey imkansız değil. Demek ki küller ayda toplanıyor. Küller ayda ise bitmeyenler dünyada olmalı. O zaman dünyadaki aşklar bitmeyen ve mutlu sonlu olmalı.

-Sen bir adada yaşıyorsun diyordu kendine. Kendi hayal adanda kendi şarkılarını söylüyorsun.
Koroya ait değilsin, solo söylüyorsun adanda. Kendi adasının biblosu. Böyle söyleyince şiirsel oluyor her şey.

-O anda düşündüm. Balıkçılar o anın gereğini yapıyorlardı. Kuşlar da öyle. Kuş gibiydiler adeta kuşlar. Tekne, saman, poşet, balıklar, önlerine geldiği gibi yaşıyorlar, doğrusu da bu. Kuş gibi özgür sözcüğü boşuna değil. Belki balıkçılar da, tüm doğayla uğraşanlar gibi doğal yaşıyordu. Sorgulamadan.
Ama bizim gibiler ise sahilde bir konserve açacağı görünce bunun nedenini sorguluyordu işte. Halbuki konserve açacağı o anda orada olması gerektiği için oradaydı. Hayatın döngüsü içinde bir andı işte.


-Yoksa hayat bir konserve mi? Açılmayı mı bekliyor? Yoksa hayatın turşusunu kurup ileriye mi saklıyoruz?

Ben Ne Düşünüyorum?

Deep’in bir kitabı olduğunu öğrendiğimden beri (ki halihazırda 3 kitabı varmış) çılgınca merak ettiğim Sade ve Derin’i sonunda okuma fırsatı buldum ve kendisi 2016’nın ilk kitabı olmuş oldu :)

Peki kitap nasıl mı? Bildiğiniz kültür hapı. Sinema, müzik, kitaplar, yazarlar, düşünürler, sanatçılar, resim.. Kısacası sanatın her alanına değinmiş. Okurken kendimi fena halde cahil hissettim :D  Birsürü izlenecek film, okunacak kitap, tanınacak insan çıkıyor karşınıza. Ama keyifle kabulleniyorsunuz onları. Deep ağır bir dille vermiyor okuyucuya tüm bunları. Aksine bildiğimiz deepce :)

İnsana, hayata, aşka dair öyle güzel tespitlerde bulunmuş ki sanırsınız bin yıl yaşamış. Bir ara gerçekten zaman yolcusu olduğuna falan inanmaya başlamıştım :D Fakat okudukça gördüm ki  bazı şeyleri anlayabilmek için bin yıl yaşamaya gerek yok. Kendimizi hayata kapatmayalım yeter.

Kitaba başlamadan arka kapaktaki “Yaptığımız her şey yırtılırcasına gerçek olmalı. Çığlık çığlığa. Yazacaksak iç organlarımızı parçalarcasına yazmalıyız, derimizi soyarcasına.. Okurken de yazarla savaşmalıyız. Öfkelenmeliyiz ona. Ona ter döktürüp sonra teslim olmalıyız. Okuduktan sonra da, yazdıktan sonra da, yaşarken de dünyaya tekrar dönmek zor olmalı.” yazısını görüp “hadi bakalım” dedim “deep, senin kitabın da bunu başarabilmiş mi görelim :)” Okurken oturup sanki karşılıklı sohbet ediyor gibiydik. Bazı yerlerde “ahahah deep yaa” falan derken yakaladım kendimi sonra dedim “napıyorsun kitap o”, biraz toparlandım falan derken bu sefer başka bir yazıda “yok canım yani ben öyle düşünmüyorum” ve biraz daha oturup düşündükçe “aslında haklı olabilirsin” tarzı konuşmalar da yaptım kendi kendime deeple :) Sonra işte kapaktaki o alıntı geldi aklıma, “teslim oldum” dedim, “Birden ve aniden, geri dönüşü olmayacak şekilde gösteri ve gösteriş toplumundan gerçek insanlar toplumuna, edebiyata, kitaba, aşka dönüşü sağlayacak bir kitap.” bu.

Tüketim toplumunu, kendine yabancılaşmayı öyle güzel işlemiş ki.. Neyse ki kendi kitabı hızlı tüketilip çabuk unutulanlardan olmayacak, mesela ben canım sıkıldıkça, hayat anlamsız gelmeye başladıkça rastgele açıp okuyacağım. Bir de işaretlediğim yerler var, “mutsuz olunduğunda okunacak” falan gibi notlar aldım. Yukarıda da gördüğünüz üzere (ki onlar yalnızca bir kısmı) birsürü yerin altını çizdim, hayatıma ekledim. Çokça da güldüm okurken, “gıdıktel” fikrine de bayıldım :D Adab-ı Muaşeret Ol Biraz başlıklı yazıda kahkahamı bastıramadım :D Ya 100 Yıl Önce’lerde sanki zamanda yolculuk yaptım.

Ertelememeyi öğrendim bir kez daha. Kendimi anlamazsam başkalarını, hayatı anlayamayacağımı öğrendim. Üstelik “Hayatın bizi anlamak gibi bir misyonu da yok”. “Kendi hikayemi yazma zamanı şimdi” dedim, ”oturup hayal kurarak yazılmıyor ama hikayeler, yolda olmak gerek.” Etrafıma, insanlara, hayata daha bir merakla, şaşkınlıkla, çocukça bir ruhla bakmam gerektiğini öğrendim.

Demem o ki, kişisel gelişim kitabı falan okumak yerine bunu okusanız hayata bakışınızı çok daha fazla değiştirir. Çünkü olduğu gibi yazmış o, içinden geldiği gibi. Bazı yazılarda bir yarım kalmışlık hissi uyandı bende; ama rahatsız etmedi. Çünkü neden? Deep bu, “illa öyle yazıyı afilli bir cümleyle bitireyim de herkes ne yazmış ama be!” desin diye yazmaz, canı isteyince başlar içini döker, söyleyecekleri bitince kalkar gider. Sonra size de oturup düşünmesi kalır.


Kitapta en sevdiğim yazılara gelirsek:


-Düş Pembesi Müzik:
“Müzik düş gördürür” diyor yazarımız, hem görüp hem de gördürüyor okuyucuya.

-The Ultimate Souls:
Ruhu kendine ağır gelenlerden, sanatçılardan bahsediyor bu kez. En sevdiklerimle dolu olması da benim için cabası :)

-Aşk Bilmecesi:
Ben Deep’in böyle aşkla ilgili konuştuğunu falan hiç görmemiştim yaa :D İyi ki konuşmuş ama. Aşkla ilgili 2 mit varmış arkadaşlar. Gerisi kitapta artık :) Yazının tamamını çizdim neredeyse :D

-Adab-ı Muaşeret Ol Biraz:
Üstte de belirttiğim gibi en çok güldüren yazıydı :) Bağıra çağıra konuşanlardan bahsediyor bu kez :)

-Hayat Stajı:
Tam bir “hayaller-hayatlar” ironisi..

-Tüketme Kendin Ol:
Tükettikçe mutlu olanların hikayesi bu da..

-Çatıda ve Yolda:
“Mutsuz Olunduğunda Okunacak” damgalı bir yola çıkış hikayesi..


Puanlama:

-Kapak Tasarımı: 5/5 (%5)
Kapak tasarımına bayıldım!  
      
-İsim – Kitap Uyumu: 5/5 (%5)
Daha iyisi olamazdı.

-Özgün Konu – Özgün Anlatım: 5/5 (%30)
Özgünlükten ölebilir :D

-Yazarın Dili:  5/5 (%30)
Yazarın dili işte bildiğimiz deepce. Sade ve derin yani :)

-Kitabın Dünyası: 5/5 (%30)
Zaman zaman kahkaha atıp zaman zaman da kavga ettiğim kitap beni dünyasına çekmiştir herhalde değil mi :)


Kitabın Puanı: 5 / 5

60 yorum:

  1. Deep yazar da güzel olmaz mı? :D Kitaplarını ben de almayı planlıyorum ama şu sıralar kış okuma şenliği için sipariş verdim hep. :D Ayrıca imzalı olması daha güzel olur tabii :D Duy bizi Deep! :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla ben de işittirdim ufaktan ama bakalım deep bize kulak verecek mi :D

      Sil
  2. Ben okuyana kadar aldin da bide okudun mu coook ayip :))

    YanıtlaSil
  3. Bak gerçekten çok sıkı yazıyor.O yazmak için doğanlardan,eminim yapmak istese sohbeti de çok sıkı olurdu.Güzel bir insan o.İmzaya gelince,kitaplarını gönlünden imzalamış zaten,bir mürekkep lekesine ihtiyaç var mı ki :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. imza bahane deeple sohbet şahane ablacım :D

      Sil
    2. Sizi tilkiler siziii,amacınız derini görmek anlaşıldı,tatlı çocuk tebii

      Sil
  4. heeey fotoyu gördüüüm, konserve açacağı, en sevdiğim yazı o yaa. onu resim gibi düşünmüştüm. ama yazını okuyamadım. bembeyaz gözüküyo sayfan niye ki. sadece soru işaretleri ve tırnak işaretlerini görüyom yaa. yazın yok naptıın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa deep yazımı ben görebiliyorum ama bazı tarayıcılarda sorun varmış sanırım uğraşıyorum bakalım :(

      Sil
    2. Heheheheee,anneler hep haklıdır,eski iyidir,nıhahahaaaa

      Sil
    3. sorma abla yaa çok sıkıntı çektim ama şu an halloldu çok şükür :)

      Sil
  5. İmzaya bi formül düşünecekmiş Deep
    Poşetcim öyle güzel yorumlamışsın ki hemen okuyasım geldi

    YanıtlaSil
  6. Blogunu bi chore ve yandex tarayıcıda aç sadece bende mi gözüküyor bilmiyorum, yazı da özel karakter olduğu için fontunu tanımıyor tarayıcı ama bir dene sende :) Ona göre şablonu aldığın kişi kodu düzenlesin.

    YanıtlaSil
  7. Ben ne zamandan beri deep'in kitaplarını okuyacağım. Ama bir türlü okuyamadığım. İnternetten sipariş vermeye çekiniyorum. Alıntılar çol güzel. Bir yarısını okudum. Diğer yarısına da el atacağım. Biraz yoruldum da. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güvenilir bir yerden alırsan sorun olmaz bence :) d&r, idefix, babil, kitapyurdu, okuoku sitelerini deneyebilirsin :)

      Sil
    2. Sen 5 verdiysen kitaba kesin guzeldir😊 📖 belki kesin okurum

      Sil
    3. hihih deepin tarzını seviyorsan kitabını da seversin bence ben çok keyif aldım :)

      Sil
  8. Ah şu finaller olmasa bende okuyacağım ama fırsat vermiyor ki insafsızlar. Bir görseniz elimde okunacak tonla kitap var. Deep'in kitaplarını okumak istiyorum tabii hele bu yazdıklarından sonra. Mert'in kitabını aldım ki olayların Trabzon'da geçmesi beni kalbimden vurdu onu okuyacağım. Felsefeci olmak zor kendi alan kitaplarım var. Ama benim hiç fırsatım yok ders çalış, biraz blogta takıl gün bitiveriyor.
    Bu arada yazılarını okumaya cidden bayılıyorum, ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa çok teşekkürlerr ben de seninkilere bayılıyorum hemm :) aah ah bilmem mi ben de şu an sınav dönemi sendromundayım aşırı bi kitap okuma isteği geliyor bi de böyle zamanlarda. :(

      Sil
    2. ha bi de ters düz yorumunu merakla bekliyorumm :)

      Sil
    3. Mutlaka yazacağım onunla alakalı bir yorum ilerleyen günlerde ve başka kitaplarla da alakalı bakalım, şu önemli sınavlarım bir geçsin de hele :)

      Sil
    4. sınavlarda başarılar o zaman! :)

      Sil
  9. Deep'i okumayan bir ben kaldim sanirim, tuuuhhhh yaziklar olsun bana. Atin beni zindanlara, kellemi vurun gumus tepside deep'e goturun:))
    Yarin siparis veriyorum kismetse.
    Ne kadar guzel anlatmissin, yorumlamissin. Su kitaplarda cizilen kisimlara bayiliyorum, ama ben kiyamadigim icin hic iczmiyorum, nerdeydi o begendigim kisim diye ararken kitabi bastan birdaha okuyorum:))
    Bende bir terslik mi var acaba? :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahaha ben de bazılarını çiziyorum bazılarını post-itliyorum. her kitap konuşuyo benle ne biliym biri beni çiz diyo biri çizme diyo :D tamam bende de bir terslik var galiba :D

      Sil
    2. Yok kız,ben de çizemiyorum,bir yere not ediyorum.Ben gelirken getireyim kitapları sana,hatta bipoşetle beraber getiririz,de mi kuzucuk:))

      Sil
    3. eveeettt pasta da yapar bize Sevda ablam di miii :)

      Sil
    4. Cikin cikin gelin anacim,(ayyy Seda Sayan'a bagladim, biranda kendimden sogudum brrrrrr:((
      Neyse hep beraber gelin siz, ben yaparim pastayi boregi :))
      Kitap getirinnnn cok getirinnn, okutun bu garibi:))

      Sil
    5. ahahah geliriz inşallah ablacım :) şu mesafeler olmasa :/

      Sil
  10. Ben şuan okudugun kitapla ilgili yazcam da nereye yazim dedim buraya yazmaya karar verdim. Okuduktan sonra kesinliklee anlatır mısın begendin mi vs. Çok güzel kitap sanırım merak ediom. Gelmişken yorumları yapıp gidiom görüşürüüüzzz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hihih iyi yapmışsın :) sınav yoğunluğuma gelmezse bitirir bitirmez yorumunu girerim buraya ama şu sıralar okuma hızım ders çalışma zorunluluğumdan ötürü oldukça düşük :(

      Sil
    2. Bilmem mi :'''(

      Sil
  11. Üzülen kalp gerçekten üzmemeyi öğrenir mi ki:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bilmem kii ben öğrenirim mesela, kitaplardan bile hem de :)

      Sil
  12. bu yazını dün akşamüstü iki kez okudum. yoruma gelcem. bayıldım. burnum sızladı ama. iyi anlamışsın iyi hissetmişsin. hatta çok da doğru hissetmişsin. bundan güzel nasıl anlatılırdı bilmiyom artık. çok okucam bu yazını zaten. yoruma da gelcem yine valla. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deep yaa çok mutlu oldum böyle söylemene :) yazar sen olduğun için yorumuma ne diyeceksin diye heyecanla bekliyordum, yine gel yine beklerim :)

      Sil
  13. Güzele benziyor...Paylaşım için teşekkürler

    YanıtlaSil
  14. 5/5 vererek kitabı efsaneler kategorisine soktunuz :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her kitabı kendi kategorisinde değerlendiriyorum. bu da kendi kategorisinde bi efsane zaten :)

      Sil
  15. Sevgili Can;

    Merak ettiğim bir kitap bu ve özellikle alıntı cümleler için çok sağol, güzel bir tanıtım yazısı olmus, Afyonkarahisar da kitabevi çok az ve bir kitabı bulmak çok meşakkatli inan, internetten sipariş edilecekler listemde en başa yazdım :) Sağolasın.
    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitabevinden kitap alınmıyor ki zaten be cancağzım, ateş pahası hepsi. internet sağolsun kâr ede ede alıyorum :) umarım sen de seversin :*

      Sil
  16. Vayyy 2016'nın en bombesi, en cantisi, Sade ve Derin ile başlamak... Bi Poşet Kitap, tercihlerin on numara beş yıldız, tam isabet he!
    Deep yaa... beni çok şaşırtıyor, henüz kitabını okumadım -inşallah nasip olur, çok isterim-
    Yorum kısmında okuduklarımla ister istemez, Deep ile bir iki diyalogumuz olmuştu, vay be dedirtti bana, gizemli değilim diyor da ters köşe yapıyor :)
    Deep yaa.... çok merak ettim bende okuyacağım! Deep donanımlı belli oluyor paylaşımlarından da ama en çok gıdıktel gibi, istanbul'un altına baza yapcaz demesi -benim bir postta- falan hala aklımdadır :)
    'Cennetle cehennem her gün evleniyor ruhlarımızda' süperrr!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben buralara sonradan dahil olduğum için hatırlayamıyorum tabii senin için daha iyi olur nostalji olur hem :) bakalım inşallah seversin daha ne cümleler kurmuş ohoo :)

      Sil
  17. deep i alır almaz hemen yorumunu gırecem bende. pek bi severim kendisini. Öykücü anlatımına bayılıyorum ^.^ bu aradaa bak ben naptım gel bana :) http://fokbiyigii.blogspot.com.tr/2016/01/yln-ilk-mimi-eccuk-dedikodu.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunu merakla bekliycem o zamaann :) bu arada anca yayınlamışım bu yorumu kusuruma bakma :( bilgisayar başına geçtiğimde yayınlıyorum da yorumları :/

      Sil
  18. Deep ya ; çok sempati duyuyorum ona :) Keyifli okumalar

    YanıtlaSil
  19. Bloguna da temana da BAYILDIM!
    Çok güzel ve kaliteli içerikler olan bir blog :)
    Bir saattir bir yazından diğerine geçiyorum.Kitap okumayı bende çok seviyorum ama derslerimin yoğunluğundan çok fırsat bulamadım uzun süredir:(
    O yüzden senden kitap önerisi bekliyorum :) Çok beğendiğin ya da en çok aklında kalan kitapları benimle paylaşırsan çok mutlu olurum ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa çok mutlu oldum ama benn :) madem yoğunsun seni güldürcek bir şeylere ihtiyacın var demektir :) Alper Kamu Cehennem Çiçeği ya da Marslı'yı deneyebilirsin :)

      Sil
  20. hayatın turşusunu kurup nabıcaaan de miiiii yaşa gitsin işteeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen be deep senden öğrencek çok şey var daha duur :)

      Sil
  21. Salam. Çox bəyəndim yazını. Kitabın sonundakı cümlələrini oxusam o kitabı mən də oxumaq istərdim ;) Hər şeyin gerçək olması ilə bağlı olan hissə/kısım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok sevindim böyle düşünmenee :) Türkiye'den kitap alışverişi yapıyorsan bunu da eklersin belki :)

      Sil
  22. ben de çok merak ediyorum bu kitabı ^^ deep'in blogunu çok yeni keşfettim :/ şule sağolsun ^^

    YanıtlaSil
  23. son yazımı gördüsün müüüüüü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şimdi baktım daa resmen harika haber yaaa çok mutlu oldum deeppp :)

      Sil

Blog / Site linki içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım: Zuri