POŞET'İN DÖNÜŞÜ VE 2. YIL

Bi Poşet Kitap | 09:45 | 53 yorum yapılmış


Herkese Merhabaa!!

1 yaş yazımdan sonra inzivaya çekilmem hasebiyle blogum 2 yaşına yalnız girmiş bulunmakta ve şu an tam 2 yıl 7 günlük :)

Tekrar yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm. Bu süreçte oturup bütün yazılarımı baştan sona okudum, burada ne kadar mutlu olduğumu bir kez daha fark ettim ve kürkçü dükkanıma geri döndüm. Bu 1 yıl boyunca evladımı bırakmış gibi hasretini çektim blogumun; ama her şey vaktiyle güzeldi.

POŞET 1 YAŞINDA!

Bi Poşet Kitap | 15:32 | 99 yorum yapılmış

Merhaba!

Geçen sene bugün, akşam vakti otururken aniden gelen bi gazla, 1 kişi bile okusa yeter diye düşünüp blog açmaya karar vermiştim. Uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi ve hayatımın en doğru kararlarından biri olacağının henüz farkında değildim.

Hayatım boyunca yanımda hep kitaplar vardı, üzüldüğümde, sevindiğimde, insanlardan kaçtığımda, her daim bana kucak açan eski bir dost gibiydiler. Hatta okuma yazma bilmezken bile kitapları evdekilere okutturup sonra sanki kendim okuyabiliyormuş gibi cümleleri aynı sayfalara yerleştirerek sesli bir şekilde anlatarak herkesi şoke etmişliğim de olmuştur 😁 Bu yüzden okuma alışkanlığı kazanılan yaşı öğrenmek için sorulan "okumaya ne zaman başladın?"
 gibi sorular gördüğümde her zaman afallayıp "okumaya 7 yaşında başlanır kaç yaşında başlanacak" diye düşünmüşümdür. Sonradan da kitap kurdu olunabildiğini öğrendiğimde şaşırmam da bu sebepten 😁 Yani hiçbir zaman çok geç değilmiş aslında.

1 BLOGGER 1 HİKAYE - KORKU

Bi Poşet Kitap | 21:40 | 22 yorum yapılmış
Merhabaa!

Poşet bu sefer de hikaye işine kalkıştı arkadaşlar :) Geçenlerde Bir Kore Hayranının Not Defteri bloğunun sahibi bana ulaştı ve harika projesinden bahsetti. Her bölümünü farklı bir bloggerla yazacağı bir hikaye başlatmıştı. E 3. bölüm de bizim nasibimize düştü :) Başta heyecanlandım beceremem dedim ama ben bu Anya karakterini çok sevdim. Umarım siz de keyifle okursunuz :)

DEDALUS KİTAP BURSU

Bi Poşet Kitap | 19:56 | 32 yorum yapılmış
Merhaba,
 
Bugün yine bir arkadaşım sayesinde Dedalus Kitap'ın Kitap Bursundan haberim oldu. Şu an son günlerde olmamız sebebiyle hemen paylaşmak istedim ki sizlerden de isteyenler başvurabilsin. Şartlar tam olarak şöyle:


Ayrıca twitter sayfalarına ulaşmak için tık :) Hadi durmayın koşup başvuralım, yılın son gününde bundan daha güzel bir haber olabilir mi!

PAZAR 6’LISI : NOEL BABA’DAN İSTEDİĞİM KİTAPLAR

Bi Poşet Kitap | 17:32 | 45 yorum yapılmış
Merhaba!

Bugün blog okuma listeme bakarken bi baktım şule uzundere ve Dr. coffee Noel Baba’dan istedikleri kitapları listelemişler, baktıkça iştahım kabardı tabii. "Benim listemi görürse adamcağız iflas eder" dedim ama Doktorcum coffeecim “senin listen koymaz noel babaya” diye gaz verince hadi madem bi liste de ben yapayım dedim :)

HEDİYE KİTAP İSTEYEN ? :)

Bi Poşet Kitap | 15:13 | 27 yorum yapılmış

Merhaba!

Bugün bir arkadaşım ve ablam sayesinde (ikisi de aynı anda mesaj yazmışlar :) ) çok güzel bir şeyden haberim oldu. Kendilerine buradan teşekkürlerimi sunuyorum :) Şöyle ki İletişim Yayınları, içerisinde kendilerini geliştirmeye yönelik soruların bulunduğu bir anket hazırlamış. Üstelik katılan herkese hediye kitap gönderiyorlar.

Öncelikle böyle bir etkinliğin yapılması, sonra da bunu İletişim Yayınları'nın yapması beni çok mutlu etti. Çünkü çok sevdiğim ve kaliteli bulduğum yayınevlerinden birisidir. Çevirileri, kapakları, baskılarıyla ve seçtiği yazar ve kitaplarla gönlümü fethetmiştir.
Ben de duyunca hemen sizlerle paylaşmak istedim. Madem onlar böyle güzel bir girişimde bulunmuş bize de özenli cevaplar vererek onlara yardımcı olmak düşer :)

Öyleyse hediye kitap isteyenleri şöyle alalım :)

Ekleme : Arkadaşlar an itibariyle anket sonlanmış :( saat:15.49

2015’İN EN'LERİ !

Bi Poşet Kitap | 18:57 | 72 yorum yapılmış
Merhaba!

Bu yazımda, 2015’te okuduğum en güzel kitapları kategorilendirerek, tanıtım yazılarına da yer vererek bir liste yapmaya çalıştım. Düşündüm ki okumak isteyenler için de bir fikir olur, hoşuna gidenleri listelerine eklerler, belki de yeni kitapları tanımalarına vesile olur. Başlayalım o halde :)

En İyi Öykü: Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü – Stefan Zweig
Bu kitap her zaman unutamayacaklarım arasında yerini alacak. Uzun zaman önce okumuş olmama rağmen hala ara sıra altını çizdiğim satırlara göz gezdiririm. Stefan Zweig sevenlere ya da keşfetmek isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim. Kendisi adını yazıp kitap diye basmış olsa alıp okuyacağım bir yazardır.
Tanıtım Yazısı:

Stefan Zweig'ın psikolojiye ve Sigmund Freud'un öğretisine duyduğu ilgiyi yansıtan Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü adlı yapıtlarını bir araya getirdiğimiz bu kitap, yazarın öykü sanatındaki olağanüstü becerisini gözler önüne seriyor. İnsan ruhunun en karmaşık duygularından biri olan tutkuyu olanca canlılığıyla dile getiren öyküler bunlar. Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, duygularının peşinden korkusuzca giden bir kadının apansız yön değiştiren yaşamını konu ediniyor. Bir Yüreğin Ölümü ise, ruh ikizini Lev Tolstoy'un unutulmaz kahramanı İvan İlyiç'te bulduğumuz yaşlı bir adamın ailesinden ve yaşamdan uzaklaşmasını öykülüyor.

Düşsel ve tarihsel karakterler üzerine yazdığı biyografilerinde olduğu kadar öykülerinde de karakterlerini kendine özgü derin, incelikli ruh çözümlemeleriyle betimleyen Zweig'ın bu kitapta buluşturduğumuz iki uzun öyküsü, edebiyat tarihinde Freud'un çözümlediği yapıtlar arasında yer alıyor.

En İyi Yaşam Öyküsü: Hepimiz  - Kim Noble
Daha önce şu yazımda da bu kitaptan bahsetmiştim. Çoğul kişilik bozukluğuyla yaşayan bir kadının kendi dilinden yaşam öyküsü bu kitap.. Konuya ilgi duyanlar için kesinlikle tavsiyemdir.
Tanıtım Yazısı:

Kim Noble yetenekli bir ressam ve 14 yaşında bir kız çocuğunun annesi. Hayat dolu ve cıvıl cıvıl bir kadın. Onunla tanıştığınızda bir sorun olduğunu anlayamazsınız. Ancak onun bir sorunu var.Hangi açıdan bakılırsa baksın aslında Kim Noble diye birisi yok.
Üçüncü yaş gününden bir süre önce sürekli ve dehşet verici tacizler sonrasında Kim Noble'ın zihni sert bir zemine düşürülen bir cam parçası gibi paramparça oldu. Her bir parça ya da kırık yepyeni bir zihin haline dönüştü her biri kar tanecikleri gibi farklı bir kişilik edindi ve Kim'in dünyadaki yerini almaya çalıştı.

Kim Noble 'çok kişilikli'. Bir başka deyişle 'Çoklu Kişilik Bozukluğu' var. Bedeni aralarında sadece Latince konuşan ufak bir oğlan çocuğunun homoseksüel bir adamın ve anoreksik bir ergenin de bulunduğu farklı kişiliklere ev sahipliği yapıyor. Bazıları onun bedeniyle birlikte yaşlanıyor bazılanysa zamanda donup kalmış.
Büyük bir cesaretle yazılmış bu anı romanı okuyucuyu gerçekliği çok farklı olan bir kadının dünyasına götürüyor. Hayatını anlamlı kılma ve çok sevdiği çocuğunu geri kazanma savaşı hem şok edici hem de zaman zaman komik ve ilham verici.

Biryudumkitap' ı Duymayan Var Mıı?

Bi Poşet Kitap | 18:46 | 25 yorum yapılmış


Merhaba!
Bugün sizlere Aralık ayımı güzelleştiren bir servisten bahsetmek istiyorum. Öncelikle bırakayım da kendilerini tanıtsınlar: “Biryudumkitap.com, e-posta kutunuza her sabah 5 dakikada okuyabileceğiniz, en iyi hikaye ve roman pasajlarını gönderir.” Sanırım daha iyi bir tanım da olamazdı. Kasım ayının son günlerinde twitter’da dolanırken rastladım onlara, ve hemen gidip üye oldum. 1 Aralık’tan itibaren mail kutumuzu şenlendireceklerinden bahsediyorlardı. Sonra günler geçti, yine kendimi yataktan kazımaya çalıştığım günlerden birinde gözümü açıp telefonla biraz oyalanmak isterken onlardan gelen maili gördüm ve suratımda şapşal bir gülümseme peydah oldu. “Aa doğru ya bugün 1 Aralık” dedim ve ilk pasajımı okumaya başladım. Bir de ne göreyim “İkircikli Biricik”! Çok merak ettiğim kitaplardan biriydi, böylece 2-3 sayfasını da olsa okuma fırsatı buldum ve bütün sabahlarım böyle şenlenecek diye huzurla doldum. Zamanla  aklımı okumaya da başladılar ve “Dublinliler’i mi alsam” diye düşündüğüm akşamın sabahında karşımda buldum James Joyce’u. Sonraki gece ise “uzun zamandır Didem Madak okumadım nasıl özledim” dedim ve onu da sabah karşımda buldum. Evet zihin okuma ve alışveriş listenizi ikiye katlama gibi özellikleri de var :)

KIŞ TEMALI 20 KİTAP!

Bi Poşet Kitap | 14:38 | 76 yorum yapılmış

Merhaba!

Bu yazıya en çok Heybemdeki Huzur’un hediyeleşme etkinliğine katılanlar mutlu olacaklar çünkü biz uzunca bir süredir "adında kış kelimesi ya da kışa dair bir imge geçen yahut kış teması işlenen bir kitap"  arıyoruz :) Ben de birçok siteye göz gezdirdim, içlerine kendi önerilerimi de ekledim ve hepsi birarada olsun diye böyle bir yazı yazmaya karar verdim. Kış deyince zaten sık sık gördüğümüz için hemen aklımıza geliveren Böğürtlen Kışı ve Kış Bahçesi’ni sıralamaya almadım. Daha çok “aa doğru ya bu da kış temalıydı” diyebileceğiniz kitapları aldım :) Ve listeye her zevke uyacak  bir şeyler eklemeyi unutmadım. Şimdi hepsinin tanıtım yazısını aşağıda bulabilir, böylece benim gibi site site dolaşıp kitap aramaktan kurtulabilirsiniz :)

1) Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali: Bu kitabı çok sevmeme rağmen kışı hatırlatıyor olmasının aklıma gelmesi için baya bir zaman geçmesi gerekti. Belki size de öyle olmuştur diye ilk sırayı ona veriyorum.
Tanıtım Yazısı:
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

2) İmkansızın Şarkısı- Haruki Murakami : Kitaplarının oldukça pahalı olması nedeniyle bir türlü okuyamadığım ama çok merak ettiğim bir yazardır kendisi.
Tanıtım Yazısı:
Bir yolculuk sırasında Beatles'ın "Norwegian Wood" adlı parçasını duyan kahramanımız 37 yaşındadır ve bu parça onu Tokyo'da geçirdiği üniversite yıllarına götürecektir. En yakın arkadaşının intihar edişi, geçen zamanın ardından onun kız arkadaşıyla yakınlaşması, araya giren zorunlu ayrılık ve yeni bir kız arkadaş. "İmkânsızın Şarkısı" yalın, çarpıcı ve sıcak bir aşk hikâyesini anlatıyor. Yazarı HARUKİ Murakami Japon edebiyatının aykırı, ama en çok okunan yazarı. Japon geleneklerinin dışında geliştirdiği üslubuyla adından çok söz ettiren Murakami'yi dünyaya tanıtan roman "İmkânsızın Şarkısı".

1968-1970 yılları arasında geçen olaylar, o günün toplumsal gerçeklerini de satırlara taşıyor. Ama romanın odağında bu toplumsal olaylar değil üçlü bir aşk var. Gençliğin rüzgârıyla hareketlenen "İmkânsızın Şarkısı"nı ölümle erken karşılaşan gençlerin hayatı yönlendiriyor. Hiçbir şeyin önem taşımadığı, amaçsızlığın ağır bastığı, özgür seksin kol gezdiği bir öğrenci hayatı... Ama diğer yanda da yoğun duygular var... İmkânsız aşklar, imkânsız şarkılar söyleten. Hemen hemen her Japon gencinin okuduğu roman anayurdu dışında da çok kişi tarafından sahipleniliyor.

ÇOĞUL KİŞİLİK BOZUKLUKLARI (ÇKB) VE KİTAPLAR

Bi Poşet Kitap | 23:36 | 43 yorum yapılmış
Sürekli nerede ve ne yapıyor olduğunuzu anlamaya çalışarak bir hayat geçirdiğinizi düşünün, gözünüzü bir açışınızda ağustos ayıyken bir sonrakinde aralık ayında olduğunuzu… Sürekli yapmadığınız şeyler yüzünden cezalandırılıp neden insanların sürekli yapmadığınız şeyleri yapmışsınız gibi yalan söylediğini anlamlandıramadığınızı… Etrafınızda sizi tanıyor gibi davranan, daha önce hiç görmediğiniz birçok insan olduğunu… Sürekli bir şeyler yaşamak için koşuşturmak zorunda olduğunuzu, her zaman çok kısıtlı bi vaktiniz olduğunu…O kadar ki hamileliğinizi yaşamadan bir çocuğunuz olduğunu öğrenip onun için mücadele etmeniz gerekiyor. Yalnızca birinin hayal gücünün ürettiği bir kişilik olduğunuzu öğrenmek ne kadar çılgınca gelirdi! 

Evet, çoğul kişilik bozukluğundan bahsediyorum. Hayatım boyunca psikolojik bozukluklara karşı ilgim olmuştur. Ama çoğul kişilik bozukluğuna bakışım diğerlerinden oldukça farklı. Çünkü bana insanın yaşama isteğini hatırlatıyor. Yaşamak, yaşayabilmek için her şeyi yapabiliyoruz. Kalbimizi paramparça eden olayları unutup hayata devam edebilmek için…

SHAKESPEARE’ İN KIZ KARDEŞİ

Bi Poşet Kitap | 23:01 | 20 yorum yapılmış

“Kediler cennete gitmez. Kadınlar Shakespeare’in oyunlarını yazamaz.”

Uzun zaman önce Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda’sını okurken Shakespeare’in kız kardeşiyle ilgili bir bölüme rast gelmiştim. Woolf, Shakespeare’in kendisiyle aynı yeteneklere sahip bir kız kardeşi olsaydı Shakespeare gibi başarılı olabilir miydi bunu sorguluyor. Ve bu kız kardeşe Judith ismini veriyor. Judith’e asla Shakespeare’a verilen imkanlar tanınmıyor. Daha 17’sine basarken evlendirilmek isteniyor. Fakat Judith evlilikten nefret ettiğini haykırıp bir posta dayak yiyor. Çareyi evden kaçıp Londra’ya gitmekte bulan Judith, tiyatroların kapısını çalıp oyuncu olmak istediğini söylüyor ve şaşkınlıkla dolu bakışlarla karşılanıyor

.”Hiçbir kadın” diyorlar, “aktris olamaz.” Daha sonra ona acıyan biriyle evleniyor ve en sonunda da intihar ediyor Judith. Kitaptaki bu bölüm hiç aklımdan çıkmadı. Daha sonra “Shakespeare Zorda” adlı bir tiyatro oyununu izlemeye gittiğimde orda yine Judith ismiyle bir kız kardeşi vardı Shakespeare’in. Yine oyuncu olmak istiyordu Judith; fakat kadınlar oyuncu olamazdı. Bu yüzden uzunca bir süre erkek kılığında dolaşıp kendisinin erkek olduğuna inandırdıktan sonra oyunculuğa başlıyordu. Oldukça yetenekli bir oyuncuydu; fakat erkek değildi.

Neden Unuturuz? - Özel İsimler

Bi Poşet Kitap | 20:48 | 24 yorum yapılmış

Merhaba,

Bugün, şu an okuduğum kitap olan Günlük Hayatın Psikopatolojisi kitabında rastladığım ve düşündüğümde beni dehşete düşüren örneklerden bir tanesini aktarmak istiyorum size. Önce kitapla ilgili ufacık bir bilgi vermem gerekirse kitap bizi günlük hayatta karşılaştığımız olayların nedenine indirmeye çalışıyor. Mesela çok iyi bildiğimiz bir ismi neden unuturuz? Ya da ezbere bildiğimiz bir şiirin mısralarını neden unutur veya yerine yeni bir mısra uydururuz? Evet bu tip durumlarla sık sık karşılaşıyorum fakat bunların kökeninde psikanalize konu olabilecek şeyler olduğunu düşünmemiştim hiç. Gerçekten ilginç bulduğum örneklerden birini aynen aktarıyorum:

Puanlama Sistemim

Bi Poşet Kitap | 20:11 | 13 yorum yapılmış
Merhaba!

Düşündüm ki kitap yorumu yapacaksam ve onları puanlamaya çalışacaksam elimde belli kriterler olmalı. Böylece bir kitapta benim için önemli olan hususları listeledim ve onların nihai puanıma ne kadar etki etmesini istediğime karar verdim. İşte bu kriterler:

-Kapak Tasarımı = %5

Evet bir kitabı kapağıyla değerlendirmenin çok da doğru bir şey olmadığını bilsem de itiraf etmeliyim ki bazı kitaplar sırf kitaplarıyla bile bize kendini okutabiliyor ya da kapağı yüzünden okumayı ertelediğimiz nice kitaplar olabiliyor. Bu yüzden puanlamamda az da olsa etkisi olacak gibi görünüyor.

-İsim - Kitap Uyumu = %5

Bazen bir kitabı ismine hayran olarak alırız fakat içeriği bize aradığımızı vermez. Bazen de bu ne absürt bir isim diyerek okumak isteyebilir ya da okumaktan vazgeçebiliriz. İstedim ki isimde bulduğumu kitapta da bulabileyim, bu yüzden isim - kitap uyumu da kriterlerim arasına girdi.

Neden Bi Poşet Kitap?

Bi Poşet Kitap | 22:17 | 33 yorum yapılmış
Merhaba!

Yaklaşık 1 senedir blog açmak isteyip de bir türlü cesaret edemeyen bir kızın hikayesi bu. Bu gece bir anda bilgisayarın başına geçtim ve "evet!" dedim "blog açacağım". Bir blog açmak istediğinizde ilk probleminiz isim bulmak oluyor. Ben bu konuda fazla zorlanmadım çünkü kitaplarla ilgili bir blog yazacaksam aklıma ilk gelen çocukluğumda babam başka bir şehirde çalışırken eve geldiğinde getirdiği bi poşet kitap oluyor. Her gelişinde elinde bi poşet kitap olurdu ve ben gözlerim ışıldayarak bi çırpıda okuyup bitirirdim onları. Bu yüzden okumaya başlamamın hikayesiyle başlamalıydı blogum da.

Bu blog hikayesinde beni neler bekliyor bilmiyorum ve heyecanla bekliyorum. Gelecek yıllarda yazdıklarıma bakıp gülümsemek istiyorum. Nasıl ki ben bir kitap almadan önce birçok blogdan kitap hakkında yazılanları okuyorsam kendim de okuduklarımı insanlarla paylaşıp fikir edinmelerini sağlamak istiyorum. Evet, içimde tutmayacağım düşüncelerimi artık. Şu andan itibaren yazacağım her şeyin bir parçası olacağım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım: Zuri