KÜNYE:
Adı: 1Q84
Orijinal Adı: 1Q84
Yazar: Haruki
Murakami
Çeviren: Hüseyin
Can Erkin
Yayınevi: Doğan
Kitap, 10. Baskı-2015
Sayfa Sayısı: 1256
Alıntılar:
-“Elbette” dedi Aomame. Adam haklıydı. Tek bir kütle, tek
bir zamanda, ancak tek bir yerde olabilirdi. Einstein ispatlamıştı. Gerçek
daima soğuk ve ebediyen yalnız başınadır.
-Küçük nüanslar bile, bir cümleyi yaşattığı gibi,
öldürebilir de.
-“Kötü anlamda söylemedim” dedi Öğretmen. “Bir şey gibi
olmamak, asla kötü değildir. Henüz bir çerçeveye sıkıştırılmadığın anlamına
gelir ne de olsa.”
-Öyküler ormanında olgular arasındaki ilişki ne kadar açık
seçik olursa olsun, net yanıtlar bulmak mümkün değildi. Öykünün rolü, kabaca
söylenecek olursa, bir sorunu başka bir şekle dönüştürmekti. Bu hareketin
niteliği ve yönü sayesinde, yanıt öyküde ortaya çıkıyordu. Tengo gerçeklik
dünyasına, elinde bu yanıtla dönüyordu. Anlaşılmaz bir büyünün yazıldığı bir
kağıt parçası tutarmış gibi. Kimi zaman bu büyü yetersiz kalıyor, gerçeklik
dünyasında hemen işe yaramıyordu. Fakat içinde olasılıklar barındırıyordu. Bir
gün o büyüyü çözebilirdi. Bu olasılık, Tengo’nun yüreğinin derinliklerine
işleyen bir sıcaklık haline geliyordu.
-Aomame sık sık, kendi kendine bir insanın özgürlüğünün
nasıl bir şey olduğunu sorardı. İnsan bir kafesten kurtulsa bile, çıktığında
kendini bulduğu yeni yerin aslında daha büyük bir kafes olması olası mıydı
acaba?
-Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter,
hayatın kurtulmuş demektir.
-Yapanlar bir mantık uydurarak, yaptıklarını meşru
göstererek unutabilir. Görmek istemedikleri şeylerden bakışlarını kaçırabilir.
Fakat mağdur taraf unutamaz. Bakışlarını da kaçıramaz. Anılar anne babadan
çocuğa aktarılır. Dünya dediğin şey Aomame, birbiriyle çelişen anıların sonu
gelmez savaşıdır.
-Bir kez yazıya döküldü mü o artık benim öyküm olmaktan
çıkar.
-Açıklanmadığı zaman anlayamıyor olman, ne kadar açıklanırsa
açıklansın anlayamayacağın anlamına gelir.
-Gölge, biz insanların iyicil varlıklar olmaya çalışmasıyla
aynı ölçüde şeytani bir varlıktır. Biz iyi, mükemmel ve üstün insanlar olmak
için ne kadar çabalarsak, gölge de o ölçüde, karanlık, şeytani ve yıkıcı
eğilimini keskinleştirir. İnsan kendi kapasitesini aşarak mükemmel olmaya
çalışırken, gölge cehenneme inerek şeytan haline gelir. Çünkü doğada insanın,
kendisinden daha aşkın bir varlık olması, kendisinden daha aşağı bir varlık
olması kadar ağır bir suçtur.
-Anlamını açıklayamam demiyorum. Fakat sözcüklerle
açıklandığı anda yitirilen anlamlar olur.
-İnsanların üstderi hücrelerinin, her gün 40 milyon
tanesinin yitirildiği gerçeğini Tengo bir an anımsayıverdi. Bu hücreler koparak
gözle görülmeyen zerrecikler haline gelip havada kayboluyordu. Biz de belki bu dünya için üstderi hücreleri
gibiyizdir. Öyleyse birilerinin bir gün aniden ortadan kaybolması hiç de tuhaf
değil.
Ben Ne Düşünüyorum?
Bazı kitaplara yorum yazmak o kadar zor ki.. Sanırım
okuduğum her iyi kitapta bunu bir kez daha anlıyorum. Öyle ki okuduktan 15 gün
sonra ancak cesaret edip 3-5 satır yazabiliyorum.
Haruki Murakami, 1Q84’te kocaman, bambaşka bir dünya
yaratmış. Bölümleri yazarken bir bölümü Tengo’ya bir bölümü Aomame’ye ayırması
da bu devasa kitabı kolayca okunabilir hale getirmiş. Çünkü sürekli merak
ediyorsunuz. Şimdi ne olacak, Aomame ne yapacak, Tengo ne diyecek derken
bölümler su gibi geçip gidiyor.
Kitapta, kadına şiddet uygulayan erkekleri özel bir yöntemle
öldüren bir kadın, kendi halinde bir Matematik öğretmeni ve yazar iken farkında
olmadan hayal bile edemeyeceği işlere bulaşan bir adam, dağ başında küçük bir
komünde büyümüş, orası haricinde dünyayı doğru dürüst görmemiş, yaşadığı
birtakım şeylerden dehşete düşüp komünden kaçan 17 yaşında bir kız, radikal bir
dini cemaat, paralel evrenler, “iki dünya biraraya gelmeden mümkün olmayan bir
aşk” ve çokça da heyecan var.
Tüm bu olaylar 1984 (ya da 1Q84 mü demeliyim) yılında
geçiyor. 1Q84 ismini kitapta bir karakter buluyor. Bir şekilde artık önceden
yaşadığı dünyada olmadığına kanaat getiriyor ve Question markın Q’sunu alarak
yaşadığı bu yeni dünyaya 1Q84 adını veriyor.
Bir gün gökyüzüne bakıp alıştığınız parlak ayın biraz
arkasında küflenmiş gibi duran yemyeşil bir ay daha gördüğünüzü düşünün. İşte
bir bakıma o dehşetin hikayesi bu.
Kitap beni dünyasına o kadar çok almış ki hala gökyüzünde 2.
ayı arıyorum. Bir şekilde tüm bu olayların yaşanmışlığı hissi doğuyor içimde.
Belki de başka bir dünyanın mümkün olabileceğine olan inancım yüzünden
bilmiyorum. Fırsatım olsa alıp başımı 2 aylı dünyaya geçer miydim onu da
bilmiyorum. Biz insanlar bilmediğimiz şeylere karşı hep bir korku duymaz mıyız?
Belki de sırf bu yüzden kabul etmenin zor geleceği şeyleri yok saymakta
direniriz. Alışkanlıklarımızı değiştirmekten korkarız.
Kitabı zevkle okudum ama hala anlayamadığım bazı şeyler
olduğu kanısındayım. Sanırım Murakami’nin en büyük hazzı da bu, okuyucunun
kafasını allak bullak etmek :) Ki zaten ben de onu bu yüzden seviyorum. Bu arada
küçük bir uyarı; bu kitaba başlamadan önce George Orwell’ın 1984’ünü okursanız
gönderme yapılan yerlerde benim gibi bakakalmazsınız :D
Kediler Şehri hikayesi kitapta en sevdiğim ayrıntılardan
biriydi. Üstelik kitap da bana biraz Kediler Şehri’ndeymişim gibi davrandı
galiba. Sanki bana “Seni sevmiyor değiliz; ama buraya ait değilsin. Son treni
de kaçırmadan buradan git.” dedi gibi hissediyorum.
Benim için her açıdan ilham verici bir kitap oldu. Ve
unutamayacaklarım, ilerleyen yıllarda yeniden okuyacaklarım arasına girdi.
Tabii bütün bunlarda Hüseyin Can Erkin’in de rolü büyük. Kusursuz denebilecek
bir çeviri yapmış. Direk Japonca’dan çeviriyor olması da okuyucuyu, kitapları
dıdının dıdısından okumaktan kurtarmış. Sanırım ona kocaman bir teşekkür
borçluyuz :)
Kitabı Murakami sever herkese önerebilirim, ama Murakami
okumaya başlamak için iyi bir tercih değil. Önceden tarzına aşina olanlar büyük
bir zevkle okuyacaklardır. Ki Murakami hayranlarından bile kitabı sevmeyip
yarım bırakanlar olmuş. Ben hiçbir yerinde sıkılmadım; ama siz sıkılırsanız
bile sabredin, ilerleyen bölümler çok daha heyecanlı olacak. Ve sizi kesinlikle
düşünmeye itecek. Hem de her şey hakkında.
Yaşadığımız dünya gerçek mi? Bilmiyorum. Siz yine de bu gece
bir gökyüzüne bakın :)
Puanlama:
-Kapak Tasarımı: 5/5
(%5)
Ben bu kapağı seviyorum ya. Gerçi bi tarafta Aomame, bir
tarafta Tengo olan kapak da güzel. Ama böylesi hayal gücümüzü kısıtlamamış
oluyor :)
-İsim – Kitap Uyumu:
/5 (%5)
Daha ne olsun :)
-Özgün Konu – Özgün
Anlatım: 5/5 (%30)
Yazar, hiç görmediğim duymadığım bir dünya yaratmış, üstelik
bunu kendine has üslubuyla yapmış.
-Yazarın Dili: 5/5 (%30)
Murakami severler bilir zaten, onun kitaplarında kendine has
bazı ögeler vardır. Bu kitapta da onları korumuş ve oldukça akıcı bir dille
anlatmış.
-Kitabın Dünyası: 5/5
(%30)
Yukarda yazdıklarımdan sonra söylenecek çok da bir şey yok
bence.
Kitabın Puanı: 5/5
Listeme aldım, kesinlikle okuyacağım. Teşekkürler :)
YanıtlaSilBu arada bloğuma da beklerim :)
umarım beğenirsiniz :)
SilListem de olmasına rağmen alamadım bir türlü :) Ama okumayı çok istiyorum. En kısa zaman da diyelim :)
YanıtlaSilzaten böyle tam okuyacağın zamanda al yoksa kitaplıkta bi beklemeye başlarsa bir daha cesaret edemezsin :)
SilBloğuna gelmeyen bir ben kalmışım sanırım canım :)
YanıtlaSilKitap yorumları her zaman ilgimi çekmiştir , D&R de bulabilir miyiz ?
hoşgeldiiin :) ben D&R'dan aldım :)
SilBu kitabı okumak istiyorum fakat fiyatı fazla geldiği için almamıştım . Almamamın bir sebebi de doğan kitaba kızdığım için. Neyse kütüphanede denk geldiği zaman alıp okuyacağım. Çok güzel yorumlamışsın. Sevgiler :))
YanıtlaSilevet maalesef Murakami kitapları çok pahalı :( Bana da erkek arkadaşım almıştı sağolsun :)
SilVay be, yorumlamak zor filan demişsin ama güzel yorumlamışsın haa :D Ama dediğine katılıyorum ya çok beğendiğim kitapları ya çok fazla övüyorum yorumda ya da söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum -_- Demek doğrudan Japonca'dan çeviri ha, gerçekten harika. Çevirinin çevirisini ben de tercih etmem, eden de pek olmaz zaten, çok sağlam bir kaynak olmuyor, deforme olan birçok unsur oluyor sonra romanda/kitapta.. Peki soruyorum Poşet, bu harika yazara hangi kitabıyla başlamak gerek? ^.^
YanıtlaSilhahah teşekkürler bebeğimm :* aslında ben de sadece 3 kitabını okudum daha. Benim başlangıç kitabım Uyku olmuştu. Sonrasında da Kadınsız Erkekler'i okudum ve en son bu. Gerçi ben hangisiyle başlarsam severdim gibi geliyor. Çünkü daha okumadan Murakami'ye aşıktım :D
SilBu yazarı çok merak ediyorum ama daha önce hiç okumadım, hangisinden başlayayım? ^^
YanıtlaSilben Uyku'yla başlamıştım. Onu tavsiye edebilirim ama sevmeyenler de var :/ Böyle uzun öykü tarzında. İstersen Uyku'yla ilgili inceleme yazıma bi göz gezdir böylece sevip sevmeyeceğine daha rahat karar verebilirsin :)
SilÇok çok çok çok hemde çok istiyorum bu kitabı ama devasa.. gözüm korkuyor biraz :P
YanıtlaSilgerçekten başlayacağına inandığın an al ve başla, yoksa asla cesaret edemeyebilirsin :)
SilGerçekten çok güzel bir yorum olmuş, emeğinize sağlık. Haruki murakami, dolayısıyla 1Q84 benim en sevdiğim yazar ve kitaplardan.. "Yorumlamak zor" derken ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum :) Uzun zaman olmuştu okuyalı, bu şekilde hatırlamak çok iyi geldi.
YanıtlaSilçok teşekkürler çok mutlu oldum :) Murakami insanda fena halde bağımlılık yapıyor :)
Sil1 çey olmamaq hələ 1 çərçivəyə sığışdırılmamaqdır. - Bunu xüsusilə çox bəyəndim. Kitab haqqında daha çox məlumat almamaq üçün, bütün yazını oxumadım. Kitabı oxuyub qayıdıb yazacam ;) Murakamini çox sevirəm. bu kitabı çoxdandər düşünürdüm. sadəcə çox qalın görünür və oxuyub bitirə bilərəmmi tərəddüd edirəm . Adı da xüsusilə maraqlıdır. düşünürəm artıq mütləq oxuyacam. təbii ki, əlimdəki oxuduğum kitabımı bitirdikdən sonra ;)
YanıtlaSilkalın ama su gibi okutuyor kendini, hatta sonra bir 3-5-15 kere daha okuma isteği uyandırıyor :)
Sil