AY ' DA 172 SAAT - JOHAN HARSTAD KİTAP YORUMU

KÜNYE:

Adı: Ay’da 172 Saat

Orijinal Adı: DARLAH: 172 timer pa manen

Yazar: Johan Harstad

Çeviren: Ezgi Dikici

Yayınevi: İthaki, 2015

Alıntılar:

-Tokyo’yu terk edecekti; hala muhafazakar geçmişine takılıp kalırken bir yandan da umutsuzca modern olmaya çalışan bu kocaman gürültülü ülkeyi terk edecekti.

-Öyleyse fark etmez. Zaten geciktiysen eve vaktinde dönme ihtimalin de kalmamış artık, değil mi?

-“Aslında kahve bizim gibi insanlar için iyi bir şey değil” dedi Yoşima. “Ama ne yapalım yani, tadı iyi.” “Neden bizim için iyi değilmiş?” diye merak etti Midori. Yoşimi ve Mizuho bir ağızdan cevap verdiler: “Çünkü büyümeyi engelliyor.” Midori büyük bir yudum aldı. “Biz Japonuz, engellenmesek iki metre olacak halimiz yok zaten. Şerefe!”

-Onunla kimsenin uğramadığı, ıssız bir adaya taşınmayı dileyecekti neredeyse. Böylece başka kimse onun ne kadar da mükemmel olduğunu keşfedemezdi.

-Kaybedenlerin en büyüğü ödülü veriliyor olsa, onun sırf çıkıp bir gözükmekle ödülü kapacağı garantiydi.

-Ama biliyorsun, John Lennon demiş ki,”Hayat, sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen şeydir.”

-Unutkanlığın derin vadisine dalıp gitmeden önce Bay Himmelfarb’ın düşündüğü son şey, çocuklarını ne kadar özlediği ve yakında kendisini neredeyse hiç ziyaret etmediklerinin bile farkına varmayacağı için ne kadar mutlu olduğuydu. Ve bir de, onları Dünya üzerindeki başka her şeyden daha çok sevdiği.

Ben Ne Düşünüyorum?

Kitabı adından dolayı fazlaca merak ediyor, bana Marslı’nın verdiği tadı verecek diye heyecanlanıyordum, sonra okuoku’da 9,90 indirimine girince hemen sepetime ekledim, iyi ki de eklemişim. Tabii şunu da belirtmeliyim ki Marslı’yla uzaktan yakından pek bir alakası yok :D

Okuduğum her kitaba başlamadan önce yaptığım gibi bunun da arka kapağını, iç kapağını, sayfalarının kokusunu, elimde duruşunu incelemek için elime aldığımda arka kapaktaki şu yazıyı gördüm ve dehşete düştüm. Bir süre daha kitaba başlayamadım ve oturup bu söz üzerine düşünmeye başladım. Yazan şey tam olarak şuydu: “Neden Ay’dan arkamıza bakmadan kaçıp onu rahatsız etmemeyi seçtik?”

Çocukluğundan beri uzaylılara inanan, UFO haberleri okuyup okuyup korkudan ölen ben için bu cümle bile kitabı okutmaya yeterdi aslında. Hem okumak istiyor, hem de çekiniyordum.

Bu arada aldığı ödülleri incelerken Tüm Zamanların En İyi Genç Yetişkin Kitabı Ödülünü almış olduğunu gördüm. “Allah Allah” dedim, “genç yetişkin ne alaka ki, bilimkurgu diye almadım mı ben bunu?” Tabii okudukça kitabın gerilim, korku, bilimkurgu, genç yetişkin türlerinin hepsine ait olabileceğini gördüm.

Kitabın dili oldukça akıcıydı. Ama dünyası benim için biraz ürkütücüydü. Bu yüzden sanırım geceleri okusam korkudan uyuyamam diye düşündüm. Tabii her zamanki gibi inadına geceleri okudum; ama kitabı bitirme sürem uzamış oldu :)

NASA, 40 yıllık uzun bir aradan sonra Ay’a insanlı bir yolculuk düzenlemeye karar veriyor ve kamuoyunda heyecan oluşturmak, basın desteği sağlamak, finansal gelir bulmak gibi amaçlarla dünya üzerindeki 14-18 yaş arası gençlerden bu yolculuk için kurayla 3 kişi belirliyorlar. Yanlarında 5 tecrübeli astronatla beraber bu 3 genç de Ay yolculuğuna çıkmış olacak. Fakat Ay’da kendilerini nelerin beklediğinden habersizler..

Öncelikle kitabın yarattığı ortam, dili falan çok iyiydi ama sanki kısa kesilip atılmış gibiydi birçok şey. Mesela çocukların Ay’a gitmeden önce alacakları eğitimden kısaca bahsedilip geçilmişti. Bir de mesela bütün çocukların aileleri hemencecik izin verdi Ay’a gitmelerine. Benimkiler olsa asla izin vermezdi :D Belki diyeceksiniz ki “zaten önemli olan Ay’a gitmeden öncesi değil sonrası”. Ben de diyeceğim ki, zaten Ay’da yaşadıkları olaylar da tam olarak anlatılmamıştı. Orası da kısa kesilmişti. Daha ayrıntılı, daha dehşete düşürücü bir şekilde anlatılabilirdi diye düşünüyorum. Kitap 310 sayfa olacağına 510 olsaydı, ne olurdu ki.. En azından okuyucu doymuş olurdu. Bununla birlikte kitabın sonu tam istediğim gibiydi!

Kitapta gerçek bilgilere de yer verilmiş olması, kesinlikle kitabı bir tık üste taşıyordu. Böyle Ay’a, uzaya, bilimkurguya, NASA’ya falan ilginiz varsa kesinlikle okuyun derim ben. Kitap yarattığı ortamla tüm bu bahsettiğim eksiklerini kapatıyor. Ama hem böyle şeylere aç hem de benim gibi öğrendikçe korkan birisiyseniz biraz temkinli okuyun, gündüz falan okuyun sonra ışık açık uyumak istiyorsunuz falan :D

Bir de okuyanlar gelip benimle tartışabilir mi lütfen! Onlara kitaptaki spoiler olacağını düşünüp burada söyleyemediğim; ama kitabın en güzel ayrıntısı olduğunu düşündüğüm şey hakkında muhteşem teorilerimden bahsedeceğim de :D

Puanlama:

-Kapak Tasarımı: 5/5 (%5)

Kapak tasarımı çok iyi bence, daha ne olabilirdi ki zaten.

-İsim – Kitap Uyumu: 5/5 (%5)

Tam puan!

-Özgün Konu – Özgün Anlatım: 5/5 (%30)

Konusu oldukça özgün geldi bana, anlatımı da öyle.

-Yazarın Dili:  5/5 (%30)

Yazarın dili bahsettiğim gibi oldukça akıcıydı ve merak uyandırıcıydı.

-Kitabın Dünyası: 3/5 (%30)

Kitap beni yarattığı kasvetli havanın içine sokabilmiş olmasına rağmen, birçok şeyi fazlasıyla kesip attığı için bu kısımda tam puan alamadı.

Kitabın Puanı:  4,4 / 5